Cehennemin kapıları açıldı…

22 Ekim 2023

Haberlerde patlayan bombaları, çoluk-çocuk dahi paramparça edilmiş insan bedenlerini ve bilhassa gözümüze bakarak yalan söyleyen devlet ve hükümet başkanlarını gördükçe, insanın içinden egemenlere kallavi bir küfür sallamak geliyor. Hele o timsah gözyaşı döken riyakârlara bakınca… Filistin ve İsrail’deki sivil katliamlar, Rojava’ya ve Güney Kürdistan’a gün aşırı düşen bombalar ve Avrupalı emperyalistlerin tavırları cehennemin kapılarının açıldığına işaret ediyor. Gelmekte olduğu göz göre göre belli olan bu gelişme karşısında ezilen ve sömürülen sınıflardan yana olanlar ne yapmalı – insanlık ve savaş suçu işleyenleri telin etmek dışında?

„Cehennemin kapıları açıldı…“ weiterlesen

Stratejik yenilgi (mi?)

Emperyalist Batının “Küresel Güney” karşısında zayıflayan konumu ve etkileri

Avrupa’daki burjuva medyası Hindistan’da gerçekleştirilen G20 Zirvesinin haberlerini sunarken, Şansölye Scholz’un “büyük başarı” tespitinin altını çiziyor, Hindu milliyetçisi Başbakan Modi’nin büyük sanayi ülkeleriyle eşik ülkelerini ortak sonuç bildirgesini imzalamaya ikna etmesini de kanıt olarak gösteriyordu. Ayrıca 55 Afrika ülkesini, dolayısıyla 1,4 milyar insanı temsil eden Afrika Birliği’nin G20 Zirvesine katılması da bir “başarı faktörü” olarak nitelendirilmekteydi. Ancak Avrupa sermayesinin sesi olan ekonomi sayfalarında ise daha gerçekçi yorumları okumak mümkündü.

„Stratejik yenilgi (mi?)“ weiterlesen

Almanya’nın baş ağrıları

17 Eylül 2023

Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen Salı günü ABD’ne giderek hafta içinde ve sonunda çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Ama sadece Baerbock değil, eski Alman diplomatları ile sermaye temsilcileri de ABD’nde çeşitli görüşmelerde bulundular, bulunuyorlar. Gerek Cumhuriyetçiler gerekse de Demokratlar ile yapılan görüşmelerin ana konusu – her ne kadar kamuoyuna açıklanmamış olsa da – Başkan Joe Biden ve sonrasında yapılacak ABD Başkanlık Seçimleri. Ki seçimler görüldüğü kadarıyla Alman emperyalizminin başını hayli ağrıtıyor.

„Almanya’nın baş ağrıları“ weiterlesen

Dünyanın kutupları

Oluşmakta olan yeni jeopolitik karakteristik üzerine

Nisan 2023

Coğrafi anlamda dünyanın iki kutbu olduğunu daha ilkokulda öğrenmiştik. Aynı şekilde tarih derslerinde de insanlığın var olduğu müddetçe farklı güç kutupları arkasında kümelendikleri anlatılmaktaydı. 1989/1990 karşıdevrimine dek ise emperyalist-kapitalist ve sosyalist kutuplar arasında bölünen insanlık bugün yeni bir kutuplaşma ile karşı karşıya. Reel sosyalizmin yenilgisinden sonra burjuva medyası kapitalizmin nihaî zaferini ve tarihin sonunu borazanlarla ilân etmişti. Ancak geride bıraktığımız 33 yıl bunun aksini kanıtladı. Emperyalist güçler her ne kadar askeri, iktisadi, mali ve siyasi açıdan dünyanın geride kalanından üstün olsalar da istedikleri gibi at koşturamamaktadırlar. Çoklu kriz ortamlarıyla başa çıkamadıkları gibi, yeni rakipler ve farklı coğrafyalardaki direnişler, hammadde ve enerji kaynakları ile tedarik yolları üzerine verilen mücadeleler emperyalist güçler arasındaki çelişkileri derinleştirerek etki alanlarının zayıflamasına ve küresel çaptaki meydan okumalar karşısında baygın kalmalarına yol açmaktadır.

„Dünyanın kutupları“ weiterlesen

Çok kutuplu dünyaya doğru

26 Mart 2023

ABD Temsilciler Meclisi’nde 2024 savunma bütçesinin 842 milyar dolara çıkartılması için konuşan ABD Genelkurmay Başkanı Mark Miley, Biden yönetiminin savaş retoriğinin aksine, “Rusya ve Çin ile askeri çatışmanın kaçınılabilir olduğunu” söyledi. Ama hemen peşinden de “böyle bir savaşı engellemek için ABD ordusu dünyanın en güçlü ordusu kalmalıdır” diye ekledi. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise aynı toplantıda savunma bütçesinin yükseltilmesinin temel nedeninin “Çin Halk Cumhuriyeti ile olan stratejik rekabetimizdir” dedi.

„Çok kutuplu dünyaya doğru“ weiterlesen

Karadeniz ısınırken…

19 Mart 2023

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI tarafından geçenlerde açıklanan veriler dünya çapındaki silahlanmanın ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını bir kez daha gösterdi. Verileri incelediğimizde silah ihracatının emperyalist ülkeler için, iktisadi açıdan olduğu kadar Batının dünya çapındaki hegemonyasının sürdürülebilirliği açısından da yaşamsal önem taşıdığını tespit edebiliriz. Bu özellikle ABD emperyalizmi açısından geçerlidir. 2018-2022 yılları arasındaki zaman diliminde ABD bir kez daha birinci sırayı almış: Silah ihracatı toplamının yüzde 40’ı ABD tarafından karşılanırken, Rusya yüzde 16, Fransa yüzde 11, Çin Halk Cumhuriyeti yüzde 5,2 ve Almanya yüzde 4,2’lik oranlarla listedeki yerlerini alıyorlar.

„Karadeniz ısınırken…“ weiterlesen

“It’s the economy, stupid!”

5 Mart 2023

Hiyerarşik toplumlarda, yani imtiyazlar üzerine kurulu olanlarda bilgiye ve habere ulaşım da imtiyaz sahibi olmayı gerektirir. Bilgi ne denli müstesna, karar vericilerin kararları için ne denli önemliyse, o bilgiye ulaşmanın fiyatı da o denli yüksek olur. Nihâyetinde kapitalist toplumlarda bilgi ve haber birer meta olduklarından toplum çoğunluğunun bilgiye ulaşımı kısıtlıdır. Genellikle bilgi değerini kaybettikten sonra ve toplumsal rıza üretimi için gerekli olduğunda toplum çoğunluğuna ulaştırılır.

„“It’s the economy, stupid!”“ weiterlesen

Yeni(den) sömürge hevesleri

18 Aralık 2022

Bazı fotoğraflar sayfalar dolusu yazılardan fazlasını anlatırlar. Geçen hafta Brüksel’de gerçekleştirilen AB – ASEAN Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde çekilen bir enstantane buna sahiden iyi bir örnek teşkil ediyor. Medyada yer alan fotoğrafta bir AB bürokratının ASEAN temsilcilerinden birisine neredeyse ağzına girecek derece yakınlaştığı görülüyor, ki bu fotoğrafa Almancada yalakalığı tarif etmek için kullanılan “Speichellecker”, yani “salya yalayıcısı” tanımı cuk oturuyor. Yeni(den) sömürge hevesleri kabaran Avrupalı emperyalist güçler, Çin’e alternatif arayışlarında öylesine esnekleştiler ki, genel söylemlerinde aşağıladıkları Asyalıları yanlarına çekebilmek için her türlü hokkabazlığı yapmaya hazırlar.

„Yeni(den) sömürge hevesleri“ weiterlesen

2022’nin ardından Avrupa

2022’nin ardından Avrupa

15 Aralık 2022

Başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da neoliberal politikaların, yaşamın her alanının militaristleştirilmesinin, ırkçı-faşist yaklaşımların kökleşmesinin, emperyalist yayılmacılığın ve demokratik ve sosyal haklara yönelik saldırıların ivme kazandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2022 aynı zamanda Avrupa’daki reformist toplumsal ve siyasi solun toplumsal direniş potansiyellerini güçlendirerek egemenleri baskı altına almak yerine meydanı milliyetçi, ırkçı ve faşist hareketlere bıraktığı ve NATO soluna dönüştü bir yıl olarak tarihe geçti.

„2022’nin ardından Avrupa“ weiterlesen

Alternatif arayışları

Alternatif arayışları

Alman tekelci burjuvazisinin Çin Halk Cumhuriyeti ile karmaşık ilişkileri üzerine

Federal Şansölye Olaf Scholz’un tekel temsilcilerini yanına alarak gerçekleştirdiği Pekin ziyareti, Alman tekelci burjuvazisinin Avrupacı ve Transatlantikçi fraksiyonları arasındaki çıkar çatışmalarını ayyuka çıkardı. Aynı zamanda koalisyon içindeki çatlaklar da görünür oldu. Şahin Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock hükümet geleneklerine pek uygun olmayan bir biçimde yurtdışı ziyaretinde kendi Şansölyesini açıkça eleştirmesine rağmen, Scholz Pekin’de yoğun görüşmelerde bulunarak Transatlantikçilerin karşı çıktığı bir “Çin stratejisinde” kararlı olduğunu gösterdi. Nihâyetinde koalisyondaki çatlakların büyüdüğünü görebiliyoruz.

„Alternatif arayışları“ weiterlesen

Savaş komuta merkezi

Savaş komuta merkezi

ABD emperyalizminin Almanya’yı Rusya’ya karşı savaş merkezi hâline getirme planları üzerine

ABD emperyalizminin stratejik rakipler olarak gördüğü Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne yönelik politikalarında Almanya ve Avrupa Birliği üzerinden saldırganlığına ivme kazandırmaya çalıştığı biliniyor. Ha keza, Avrupalı müttefiklerini de kontrolü altında tutmaya çalışması. Hint-Pasifik Bölgesinde asıl rakibi ÇHC’ne karşı askeri yığılma ve kuşatmasını gerçekleştirmek için Avrupalı emperyalist güçler arasında gönüllü destekçiler bulan ABD, Rusya Federasyonu’nun kuşatılma ve zayıflatılma görevini Avrupalı müttefiklerine bırakmaya kararlı. Ancak özellikle Almanya’daki Avrupacı ve Transatlantikçi sermaye fraksiyonları arasında güncel enerji krizi ve bununla bağlantılı olarak baş gösteren ekonomik ve toplumsal sıkıntılar nedeniyle gün yüzüne çıkan çelişkiler bu görevin üstlenilmesini ve yerine getirilmesini zora sokuyor.

„Savaş komuta merkezi“ weiterlesen

Hevesler ve gerçekler

Hevesler ve gerçekler

18 Eylül 2022

Son haftalarda peş peşe kamuoyu önünde açıklamalar yapan Scholz hükümetinin temsilcileri konuşmalarında Alman emperyalizminin meşum heveslerini gizlemeye gerek duymuyorlar. Şansölye Scholz’un Prag’da Almanya’nın öncülük talebini ifade etmesinin ardından bu hafta başında Berlin’de SPD’li Savunma Bakanı Lambrecht Almanya’yı “öncü askeri güç” olarak ilân etti. Hafta ortasında ise Brüksel’de AB-Komisyon Başkanı von der Leyen “Avrupa dış politika ajandasını gözden geçirmeli” ve “demokrasilerin otokratlara karşı küresel blokunu örgütlemeliyiz” diyerek Scholz ve Lambrecht’e destek çıktı.

„Hevesler ve gerçekler“ weiterlesen

Avrupacıların sancıları

Avrupacıların sancıları

11 Eylül 2022

Rusya’ya yönelik yaptırımlar Alman ekonomisinde, bilhassa orta ve küçük ölçekli sermaye fraksiyonlarında sancılara ve dolayısıyla kıpırdanmalara neden oluyor. Bu sermaye kesimleri arasında Transatlantikçi Yeşil İktisat Bakanı Habeck’e ve Dışişleri Bakanı Baerbock’a yönelik sert eleştirinin dozu her geçen gün artıyor. Alman sanayisinin doğal gaz için ABD’ndeki piyasa fiyatlarının sekiz kat fazlasını ödemek zorunda kalmasının şirket iflaslarına ve işletme kapanmalarına yol açacağını vurgulayan sermaye temsilcileri, Federal Hükümeti uyarıyorlar. Burjuva basınında da benzer uyarılar çoğalmaya başladı.

„Avrupacıların sancıları“ weiterlesen

Boyun eğdiremediklerinize dair…

Boyun eğdiremediklerinize dair…

24 Temmuz 2022

Bugün okura bir devrimciden, Almanya’da sürgünde yaşamak zorunda bırakılan ölüm orucu gazisi Ganime Gülmez’den bahsetmek istiyorum. Yanlış anlaşılmasın, “bedeniyle konuşmaktan başka çaresi” olmadığından Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanıp, Avrupa’da sürgünde 19 yıl boyunca Alman devletinin kriminalize ettiği Ganime Gülmez’i bir “mağdur” olarak görmüyorum. Tam aksine, tüm kısıtlamalara, hatta tedavi edilme hakkından mahrum bırakılmasına rağmen, yaşama ve direnme ısrarından vazgeçmeden farklı alanlarda mücadele eden bu devrimci kadına büyük saygım var. Avrupa’daki çok sayıdaki siyasi sürgüne örnek olarak aldığım ve tek başına, kimseden yardım istemeden, kendi deyimiyle “onurumla ayakta duruyorum” diyen Ganime Gülmez’den bahsetmek isteyişimin nedeni, Alman devletinin gerçek yüzünü ifşa etmek ve bu ülkedeki yerli-göçmen devrimcilerin başına gelebileceklere dikkat çekmektir.

„Boyun eğdiremediklerinize dair…“ weiterlesen

Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?

Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?

3 Temmuz 2022

Yazının başlığı kimi okur için yabancı veya gülünç gelebilir, ancak emperyalist cephenin son zirvelerinin ardından hayli ciddi ve insanlığın geleceğini tehdit eden bir soru hâline geldiğini vurgulamalıyız. 1989/1990 karşı devriminden sonra burjuva basınında dahi, “artık NATO’ya gerek kalmadı” görüşleri ifade edilirken, bugün savaş aygıtı NATO’nun sadece Kuzey Atlantik İttifakı olarak kalması değil, dünya çapında genişlemesi gerektiği yaygın görüş hâline getirilmeye çalışılıyor. NATO basını kanalıyla ve NATO soluna dönüştürülen reformist akımların desteğiyle neredeyse yaşamın her alanı militarist akıl tarafından esir alınıyor. O açıdan “Natoculaştırabildiklerimizden misiniz” sorusunun, salt ulus devletlere ve egemen sınıflara değil, her insana yönelik bir soru olduğunu söyleyebiliriz.

„Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?“ weiterlesen

NATO Zirvesi’nden yeni savaş konsepti çıktı

NATO Zirvesi’nden yeni savaş konsepti çıktı

1 Temmuz 2022

28-30 Haziran günlerinde Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi sonuçlandı. Zirvede yeni bir Stratejik Konsept kabul edildiği açıklandı. NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı yayılmasını temel alan konsept yeni savaşların kapıda olduğunun ilanı oldu. NATO bu yeni Stratejik Konsepti’ni hangi sonuçları olacağını ve Türkiye’nin zirvedeki atraksiyonlarını Murat Çakır ile değerlendirdik.

„NATO Zirvesi’nden yeni savaş konsepti çıktı“ weiterlesen

Savaş neden değil, sonuçtur

Savaş neden değil, sonuçtur

17 Haziran 2022

Yeni Yaşam Gazetesinin 16 Haziran 2022 Perşembe günkü sayısında değerli köşedaşımız Zeynel Kete’nin bir yazısı yayınlandı. Yazı bütün olarak tartışmaya değer bir içerik taşıyor. Ve şüphesiz ekonomistlerin, bilhassa Marksist ekonomistlerin “Rıza ekonomisi ve demokratik komünal ekonomi” hakkında sunabilecekleri hayli içerik katkısı bulunmaktadır. Biz ise yazının son cümlesinden hareketle birkaç noktanın altını çizmeye çalışacağız. Daha doğrusu “(…) ekonomik kriz sonuç, savaş nedendir” tespitine olan itirazımızı ifade etmek istiyoruz.

„Savaş neden değil, sonuçtur“ weiterlesen

Ukrayna bahane mi?

Ukrayna bahane mi?

12 Haziran 2022

Avrupa toplumsal ve siyasi solu Ukrayna konusunda “saldırganlığa karşı çıkma” gerekçesiyle egemen siyasete eklemlenmiş “NATO soluna” dönüştü. Gerçi başta Almanya barış hareketinin bazı bileşenleri olmak üzere farklı kesimlerden itirazlar yükselmiyor değil, ama bu itirazlar uzay boşluğuna yayılan ses dalgaları misali pek dikkate alınmıyor. Bunların dikkate alınmamasının yanı sıra, son süreci dünya çapındaki gelişmeler ve tarihsel arka plan bağlamında ele alan analizler de “komplo teorileri” veya “20’nci Yüzyıldan kalma eskimiş bakış açıları” olarak karalanıyor. Buna karşı Avrupa “solunun” önde gelen isimleri, bürokratik parti aparatlarının kontrolü altındaki medya üzerinden neredeyse her gün “NATO ve uluslararası siyaset konusunda yeni şeyler söylemeliyiz” propagandasını yapıyorlar.

„Ukrayna bahane mi?“ weiterlesen

Savaş nasıl durdurulabilir?

Savaş nasıl durdurulabilir?

5 Haziran 2022

Avrupa toplumları Ukrayna konusundaki aşırı hassasiyetlerini gösterir, hükümetlerinin sosyal ve ekolojik sorunları çözmek yerine devasa silahlanma bütçeleri oluşturmalarına ve savaş aygıtı NATO’nun genişleme adımlarına rıza gösterirken, hiç kuşkusuz akut hâle gelmiş nükleer savaş tehdidine karşı da kaygılarını dile getiriyorlar. Ancak bu tehdidi bertaraf edebilecek ve kalıcı bir barışı sağlayacak koşullar hakkında nerdeyse hiçbir şey söylemiyorlar. On yıllar boyunca savaş aygıtı ve terör yaratıcısı olduğunu kanıtlayan NATO’nun ve ülkelerindeki egemen sınıfların propagandasının esiri olan burjuva toplumları kendi değerlerini dahi unutmuş durumdalar.

„Savaş nasıl durdurulabilir?“ weiterlesen

NATO’nun yayılmasının nedenleri, hedefleri

NATO’nun yayılmasının nedenleri, hedefleri

(Politika Gazetesi) ABD’nin Ukrayna’daki kriz sürerken İsveç ve Finlandiya’yı da NATO bünyesine katma hamlesi, Rusya’yı köşeye sıkıştırmak için adımları hızlandırdığını gösteriyor. ABD’nin NATO’yu Doğu’ya ve Kuzey’e genişletmesinin nedenlerini, olası sonuçlarını ve ülkelerin pozisyonlarını Murat Çakır ile görüştük.

„NATO’nun yayılmasının nedenleri, hedefleri“ weiterlesen