Startseite »
Beiträge mit dem Schlagwort "transatlantikçiler"
Schlagwort: transatlantikçiler
Alman emperyalizminin kundakçılığı
Almanya’nın Ukrayna ve Kürdistan politikaları üzerine
25 Nisan 2022
Alman faşizminin yenilgisinin ardından kurulan iki kutuplu dünya düzeni ve emperyalist güçlerce başlatılan Soğuk Savaş Federal Almanya’daki (FAC) sermaye fraksiyonlarının yenilgiyi, ABD emperyalizminin hegemonyasını ve kendilerini kontrol altında tutmak için kurgulanan “Avrupa Çatısını” kabullenmeye zorlamıştı. Kısa süre sonra yeniden palazlanan Alman tekelci burjuvazisi hiç vazgeçmediği dünya devi olma hedefi uğruna çeşitli tavizlere boyun eğmiş, FAC’nin 1949’da “Amerikalıları içerde, Rusları dışarıda ve Almanları aşağıda tutmak” için kurulan savaş aygıtı NATO’ya 1955’te üye olmasını sağlamış ve kısa zamanda “Avrupa Çatısının” öncü gücü hâline gelmişti. Kendisinden üç yıl önce üye olan Türkiye’nin NATO’daki hamiliğini de üstlenen Alman emperyalizmi, bir yandan meşum “Alman-Türk-Silah kardeşliğini” yeniden kurarken, diğer yandan da FAC’nin Soğuk Savaşın cephe ülkesi olması nedeniyle Batı Alman sendika hareketine sosyal devlet tavizleri vermek zorunda kalmıştı. Ama bu tavizler aynı zamanda sendikal hareketin ve bağlı olduğu Alman sosyal demokrasisinin kooptasyon yoluyla sisteme entegre edilmesini de sağladılar. Böylelikle “Ren Kapitalizmi” olarak da adlandırılan FAC emperyalist cephenin “örnek ülkesi” hâline geldi.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, AKP-Saray rejimi, Alman emperyalizmi, Alman tekelci burjuvazisi, Alman-Türk kardeşliği, Almanya, Avrupacı fraksiyonlar, Barzani, Çin Halk Cumhuriyeti, emperyalist-kapitalist dünya düzeni, emperyalizm, FDP, Fransa, Kürdistan, Merkel, Murat Çakır, NATO, NATO medyası, Rusya, Rusya Federasyonu, Scholz hükümeti, transatlantikçiler, Türkiye, Ukrayna, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Antikomünizmin vebalı nefesi
24 Nisan 2022
Ukrayna’daki son gelişmeler Alman tekelci burjuvazisi ile siyasi temsilcilerinin eline ideolojik sınıf savaşını derinleştirmek için yeni olanaklar sunuyor. Ve görüldüğü kadarıyla Yeşiller partisi üstlendiği propaganda ve demagoji görevini layıkıyla (!) yerine getiriyor – hatta kendi hükümet ortağı SPD’ye karşı bile. Şansölye Scholz’un Ukrayna’ya ağır silahlar verilmesi konusundaki ikircikli tutumunu en sert eleştirenler olarak Yeşil bakanlar ve parlamenterler göze batıyor. Nihâyetinde Yeşiller antikomünizmin liberaller ve muhafazakârlardan daha keskin savunucuları hâline geldiler. Bunu kanıtlayan sayısız örnek mevcut.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: Alman faşizmi, Annalena Baerbock, antifaşist mücadele, Antifaşizm, Antikomünizm, CDU, FDP, Murat Çakır, NATO, Olaf Scholz, Putin, Robert Habeck, Rusya, Sovyetler Birliği, SPD, Stalingrad, tekelci burjuvazi, transatlantikçiler, Ukrayna, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Savaşın etkileri ve Alman burjuvazisi
17 Nisan 2022
Defalarca yazmıştık, bir kez daha tekrarlamakta fayda var: Alman tekelci burjuvazisi dünyanın en rafine, en kindar ve en saldırgan tekelci burjuvazisidir. Ve hâlihazırda Alman tekelci burjuvazisi içerisinde etkin olan kesimler, sınıf çıkarlarını ABD emperyalizminin yanında ve Rusya ile Çin’e karşı cephe alarak korumak isteyen en gerici sermaye fraksiyonlarıdır. Siyasi temsilcileri olan Transatlantikçi savaş yaygaracıları ise Scholz hükümetinde baskın konumdadırlar. Tek sesli hâle getirerek NATO medyasına dönüştürdükleri burjuva basınının yardımı ve toplum merkezine yerleşik antikomünist ve ırkçı yaklaşımların desteğiyle de kamuoyu görüşünü belirleyebilmekte ve toplumsal rıza üretimini kolaylaştırabilmektedirler.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Alman tekelci burjuvazisi, Almanya, Çin, Murat Çakır, NATO, NATO medyası, Rusya, SPD, transatlantikçiler, Ukrayna, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Putin Batıyı birleştirdi mi?
27 Mart 2022
Avrupalı Transatlantikçiler son günlerde, özellikle AB, NATO ve G7 zirvelerinin hemen öncesinde ve sonrasında dillerine yeni bir hikâye doladılar: “Batı hiç olmadığı kadar ABD öncülüğünde bütünleşti”. Hikâyenin temel dayanağı da “Putin Batıyı birleştirdi” söylemi. Bilhassa reformist solun egemen siyasete eklemlendiği ve tarihsel bağlantılar ile düşünme yoksunu kafalar karışık olduğundan, hikâye büyümesi için verimli topraklar bulabiliyor. Böylelikle de insanlığın iki karşı bloktan birinin, yani ya “demokrasi ve insan hakları savunucusu” Batı blokunun ya da “otokratik ve yayılmacı” Rusya-Çin blokunun yanında yer almaya “karar vermek zorunda kaldığı” efsanesi yayılıyor.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: AB, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Almanya, Avrupa, Çin, Çin Halk Cumhuriyeti, emperyalist-kapitalist dünya düzeni, emperyalizm, G7, Murat Çakır, NATO, nükleer silahlar, Rusya, Scholz hükümeti, Stratejik Pusula, Transatlantik emperyalist ittifak, transatlantikçiler
Keine Kommentare erlaubt
Askeri-sınai kompleksin zaferi
6 Mart 2022
Kapitalizmin yasallığıdır: ne zaman savaşlar başlarsa bir yerlerde de şampanyalar patlatılır. Yasallık Ukrayna savaşıyla bir kez daha kanıtlandı – Alman Şansölyesi Scholz’un özel silahlanma fonu için 100 milyar Euro’luk bütçe hazırlandığını ve savunma (!) giderlerinin yurtiçi GSMH’nın yüzde ikisine çıkartılacağını açıklamasının hemen ardından Alman silah tekellerinin hisse senetleri rekor seviyelere çıkarak pahalanandılar. Örneğin Almanya’nın en büyük silah tekeli olan Rheinmetall’in hisseleri yüzde 50 değer kazanırken, dördüncü büyük tekel olan ve hava savunma sistemleri üreten Hensoldt’un hisseleri neredeyse yüzde yüz arttı. Artış dalgasından sadece Alman tekelleri değil, diğer Avrupalı silah tekelleri de faydalanıyor. Burjuva medyasının ekonomi sayfaları neredeyse bütün Avrupalı silah üreticilerinin şirket merkezlerinde “olağanüstü kâr beklentilerinin” yarattığı sevinç haberleriyle dolu.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: Alman emperyalizmi, Almanya, faşistler, FDP, Hensoldt, Kaiser II. Wilhelm, kapitalist sömürü, kapitalizm, militarizm, Murat Çakır, NATO, Olaf Scholz, Putin, Rheinmetall, Rusya Federasyonu, Scholz hükümeti, SPD, transatlantikçiler, Ukrayna, Vatan cephesi
Keine Kommentare erlaubt
Hem saldırı hem savunma…
Küresel hegemonya savaşının yeni muharebe alanı Ukrayna ve savaşın tarihsel bağlantıları üzerine
2 Mart 2022
Zbigniew Brezezinski 1998’de Fransız Nouvel Observateur gazetesine 1979’da SSCB’ni nasıl Afganistan tuzağına düşürdüklerini şöyle anlatıyordu:
»Biz Rusları müdahaleye itmedik, ama bilinçli olarak bunu yapmasının olasılığını artırdık. Bu gizli eylemimiz harika bir fikirdi. Sonucu Rusları Afgan tuzağına sokmak oldu, ne yani, pişman olmamı mı bekliyorsunuz? (…) Sovyetler sınırı resmen geçtiklerinde Başkan Carter’e: şimdi SSCB’ne kendi Vietnam savaşını hediye etme fırsatına kavuştuk diye yazmıştım. Nihâyetinde Moskova neredeyse on yıl boyunca rejim için çekilmez bir savaş yürütmek zorunda kaldı, Sovyet imparatorluğunu önce demoralizasyona ve sonunda dağılmasına yol açan bir ihtilafı. (…) Dünya tarihinde önemli olan nedir? Taliban mı, yoksa Sovyet imparatorluğunun yıkılması mı? Birkaç İslami aşırı mı, yoksa Orta Avrupa’nın kurtuluşu ve Soğuk Savaşın bitmesi mi?«
Ukrayna, Kiev’in 2014’ten bu yana Donbass’taki halk cumhuriyetlerine karşı tek yanlı yürüttüğü savaşın ardından Rusya Federasyonu’nun askeri saldırısıyla küresel hegemonya savaşının yeni muharebe alanına dönüştü. Putin yönetimi Ukrayna’yı “aşılması hâlinde müdahale gerekçesi doğacak kırmızı çizgi” ilân etmişti. Nitekim Kiev’in Maydan Meydanı’ndaki faşist darbenin ardından Batı Ukrayna’da oluşan faşist güç yapısının boyunduruğu altına girmeyi kabul etmeyen Donetsk ve Lugansk bölgelerinde kurulan halk cumhuriyetlerinin Moskova tarafından tanınmalarının ardından yükselttikleri müdahale talebi ile Rusya Federasyonu ordusu askerî harekâtını başlattı.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Almanya, Antiemperyalizm, Avrupa Birliği, Biden yönetimi, Brezezinski, CDU, Donbass, Donetsk, emperyalist-kapitalist dünya düzeni, emperyalizm, Kiev, Lugansk, Minsk, Murat Çakır, NATO, Putin, Rusya Federasyonu, Scholz hükümeti, SPD, transatlantikçiler, Ukrayna, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Savaşa karşı, ama nasıl?
27 Şubat 2022
Küresel hegemonya mücadelesi Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla yeni bir döneme girdi. Emperyalist-kapitalist dünya düzeni çoklu kriz ortamlarının meydan okumaları karşısındaki baygınlığı içerisinde çoklu savaş ortamlarına giriş yaptı. Artık savaşlar Avrupa’da da emperyalist jeopolitikanın doğrudan devamı olarak yeniden gündemde. Ama önce okura bir itirafta bulunmalıyız: Daha önceleri Rusya’nın gerilimi belirli bir seviyede devam ettirme kararlığından bahsederken, Ukrayna’ya karşı bir askeri saldırıya kalkışmayacağını tahmin ediyorduk. Bu konuda yanıldığımızı itiraf etmeliyiz.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Afganistan, Alman emperyalizmi, Almanya, Batı, BM Şartı, emperyalist-kapitalist dünya düzeni, Karl Liebknecht, Libya, Murat Çakır, NATO, Rusya, Suriye, transatlantikçiler, Ukrayna, Yugoslavya
Keine Kommentare erlaubt
Şahinlerin Ukrayna sevdası
6 Şubat 2022
Scholz hükümeti, SPD’de Rusya politikaları konusunda çıkan derin görüş farklılıkları nedeniyle beklenildiği gibi Ukrayna’ya silah satışıyla ilgili olarak ikircikli davranışını sürdürüyor. Zaten ABD ve Rusya Federasyonu arasında sürdürülen Ukrayna görüşmelerinde “kedi masasına” oturtularak seyirci kalmasından dolayı burjuva medyasının baskısı altında olan Federal Kabine, AB’nin “ihtilafın diplomatik yollardan çözülmesi için ortak girişimde bulunmasını” isteyerek, Ukrayna’ya silah gönderilmesini reddediyor. Berlin, Moskova ile küçümsenemeyecek düzeyde olan iktisadi ilişkilerin olası yaptırımlarla zora gireceğini ve özellikle doğal gaz darboğazının sürdüğü bir dönemde toplumsal hiddete maruz kalacağını bildiğinden çekimser davranmak zorunda.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Alman faşizmi, Alman tekelci burjuvazisi, Avrupa Birliği, Christoph Heusgen, Doğu Avrupa, Merkel, Murat Çakır, NATO, Putin, Rusya Federasyonu, savaş, Scholz hükümeti, SPD, transatlantikçiler, Ukrayna
Keine Kommentare erlaubt
Yeşillerin gerçek yüzü
16 Ocak 2022
Scholz hükümeti ve özellikle Yeşiller hakkında kaleme aldığımız eleştiriler nedeniyle bazı tepkiler geldi. Tepkileri, “16 yıl iktidarda kalan muhafazakâr bir Şansölyenin ardından bir sosyal demokrat geldi ve ekolojik-sol Yeşiller partisi iktidar ortağı oldu. Göçmenler bakan ve devlet müsteşarı seviyesine geldiler, daha ne istiyorsun?” biçiminde özetlemek mümkün. O nedenle “Bilal’e anlatır” gibi, Yeşilleri neden eleştirdiğimizi, gerçek yüzlerini tanıtarak anlatmamız farz oldu.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: Alman burjuvazisi, Alman emperyalizmi, Alman sermayesi, Almanya, Annalena Baerbock, Cem Özdemir, Çin Halk Cumhuriyeti, emperyalist müdahale savaşları, emperyalizm, FDP, Murat Çakır, neoliberal politikalar, neoliberalizm, NSU, Robert Habeck, Rusya Federasyonu, Scholz hükümeti, SPD, transatlantikçiler, Winfried Kretschmann, Yeşil kapitalizm, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
“Tilki kurnazlığı”
9 Ocak 2022
Almanya’nın Transatlantikçi şahin Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geride bıraktığımız hafta ABD’li meslektaşı Antony Blinken’i ziyaret etti. Görüşme sonrasında yapılan basın toplantısı savaş çığırtkanı iki bakanın nasıl aynı telden ve olayları ters yüz eden bir anlatımla konuştuklarına sahne oldu. Ziyaretin tam da ABD ile Rusya Federasyonu arasındaki Ukrayna görüşmelerine rastlamasının Almanya’daki burjuva basınında kaygıyla not edilmesi Blinken’i rahatsız etmiş olacak ki, “Avrupa’nın güvenlik çıkarlarını gözetmeden Rusya ile anlaşmayız” açıklamasını yapmayı gerekli gördü.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Almanya, Annalena Baerbock, Antony Blinken, Çin Halk Cumhuriyeti, doğal daz, Moskova, Murat Çakır, Nord Stream 2, Rusya Federasyonu, Scholz hükümeti, transatlantikçiler, Washington
Keine Kommentare erlaubt
“İspat yükü”
26 Aralık 2021
Gerçi Türkiye’deki karar vericiler yürürlükteki yasalardan ziyade orman kanunu ve keyfiyete öncelik veriyorlar, ama artık evrenselleşmiş bazı burjuva hukuku ilkelerini anımsatmakta yarar var. Bunlardan bir tanesi “ispat yüküdür”. Örneğin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. Maddesi (1), “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme olmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” der. Yani suçlanan tarafa suçu ispat edilmelidir.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: 1917, ABD, Almanya, Avrupa, Avrupa Birliği, burjuva demokrasisi, Büyük Ekim Devrimi, demokratik hukuk devleti, hukuk, hukukun üstünlüğü, işçi sınıfı, kuvvetler ayrılığı ilkesi, Murat Çakır, NATO, Putin, Rusya, Rusya Federasyonu, transatlantikçiler, Türkiye, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
»Ateşle oynama, elin yanar!«
ABD emperyalizminin Rusya politikaları ve AB’nin ikilemi üzerine
Avrupa’daki emperyalist güçler Trump sonrasında güçlü müttefikleri ABD ile olan ilişkilerinde düzelme olacağını ve güvenilir (!) adımlar atılacağını umuyorlardı. Özellikle Avrupa Birliği’nin öncü gücü Alman emperyalizmi Biden yönetiminin Alman sermayesinin Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti konularındaki hassasiyetlerini dikkate alacağını ve ortak çıkarlara önem vereceğini hesaplıyordu. Ancak çok kısa bir süre içerisinde bu umut ve beklentiler suya düştü. Biden yönetimi Trump’ın »America first« politikasını aynen, ama daha yumuşak söylemle devam ettireceğini kanıtladı. Dahası siyasi temsilcilik nezdinde Transatlantikçiler güç kazanarak, Almanya ve dolayısıyla AB’nin karşı karşıya kaldığı ikilemin çözümünü zorlaştırdılar.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Biden yönetimi, Murat Çakır, NATO, Rusya, Rusya Federasyonu, transatlantikçiler, Trump, Türkiye, Ukrayna, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Almanya’nın stratejik otonomi hayalleri
14 Şubat 2021
ABD’nin tanınmış siyaset simalarından Henry Kissinger’in bir zamanlar yaptığı »Almanya Avrupa için büyük, ama dünya için küçüktür« tespiti son günlerde burjuva medyasında sıklıkla alıntılanıyor. Bunun nedeni elbette Biden yönetiminin iş başına gelmesi ve güncellenen transatlantik iş birliği umutlarıdır. Almanya’daki sermaye fraksiyonlarının sözcülüğünü yapan medyanın, düşünce kuruluşlarının ve siyasi temsilcilerin yürüttükleri tartışmaların satır aralarına baktığımızda, karşı karşıya kalınan ikilem ve devasa meydan okumalara çözüm arayışlarındaki çaresizlik gözümüze çarpıyor. Tam bu noktada Transatlantikçiler ABD’nden stratejik otonomi koparma hayalindeki Avrupacılara Kissinger’in bu tespitini hatırlatıyorlar.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Alman sermayesi, Almanya, Avrupa, Avrupa Birliği, Avrupacılar, Biden yönetimi, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Fransız emperyalizmi, Joe Biden, Murat Çakır, transatlantikçiler, Trump
Keine Kommentare erlaubt
Yeni normal: Belirsizlik
8 Kasım 2020
Okuduğunuz satırlar kaleme alınırken henüz ABD Başkanlık Seçimlerinin (resmi) galibi belli olmamıştı. Eğer Trump kendini mahkemeler üzerinden galip ilân ettirme stratejisini sürdürürse, kesin sonuçları öğrenmek için muhtemelen 20 Ocak 2021’i beklememiz gerekecek. Ancak sonuçların daha önce kesinleşmesi ve Trump’tan avantajlı görünen Biden’in kazanması durumunda dahi süreklilik kazanan belirsizlik ortamı değişmeyecek. Çünkü belirsizlik günümüz emperyalist-kapitalist dünya düzeninin »yeni normali« oldu artık.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD Başkanlık Seçimleri, ABD emperyalizmi, Avrupacılar, Belirsizlik, burjuva demokrasisi, emperyalist-kapitalist dünya düzeni, Joe Biden, Murat Çakır, Pandemi, tekelci burjuvazi, transatlantikçiler, Trump
Keine Kommentare erlaubt
Avrupa’nın geçmişe dönüş umudu
18 Ekim 2020
İki hafta sonra, 3 Kasım’da yapılacak olan ABD Başkanlık Seçimleri, ABD emperyalizminin Avrupalı müttefikleri tarafından farklı beklentilerle izleniyor. Berlin-Paris aksinin baskısından bunalan Doğu Avrupalı NATO üyeleri – kim kazanırsa kazansın – ABD’nin şimdiye kadar olduğu gibi kendilerine destek çıkmaya devam edeceğini umarlarken, Almanya ve Fransa egemen sınıfları umutlarını Demokratların adayı Joe Biden’e bağlamış gibi görünüyorlar. Gerçi resmî açıklamalarda Alman ve Fransız hükümetlerinin Trump ve Biden arasındaki seçime tarafsızca baktıkları ve önemli olanın ABD ve AB arasındaki dostluk olduğu vurgulanıyor, ancak asıl tercihlerinin, transatlantik partnerliğin önemsendiği geçmişe dönme umudunu tazeleyen Biden olduğu açıkça görülüyor.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: AB emperyalizmi, ABD, ABD emperyalizmi, Avrupa, Çin Halk Cumhuriyeti, Joe Biden, Murat Çakır, NATO, transatlantikçiler, Trump
Keine Kommentare erlaubt
Transatlantikçilerin atağı ve medya
6 Eylül 2020
Ana akım medya olarak adlandırılan burjuva medyası egemen görüşe aykırı komplo teorilerine karşı hassas olduğu kadar, temsil ettikleri sermaye fraksiyonlarının çıkarlarını kollamak ve kamuoyunu manipüle etmek için hassas komplo teorileri geliştirmede ustadır. Muhalif medya üzerindeki baskıların artması, burjuva medyasının bu konuda pervasızlaşmasının da önünü açmaktadır. Dahası, Batı Avrupa’nın »demokratik konsensüsü« ile kısmen garantilenen »bağımsız kalite gazeteciliği« artık en fazla sistem alternatifinin belirlediği 20. Yüzyılın artığı olarak hafızalarda kalmıştır.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, Burjuva basını, doğal daz, enerji tekelleri, Julian Assange, Katar, likit gaz, medya, Murat Çakır, NATO, Nawalny, Noviçok, Nowitschok, özgür basın, Putin, Rus neofaşistleri, Rusya, Suudi Arabistan, transatlantikçiler
Keine Kommentare erlaubt
Hong Kong’un »Yeşil« savunucuları
7 Haziran 2020
Bir süredir Batılı emperyalist güçlerin Çin Halk Cumhuriyeti’ne yönelik politikalarını irdeliyoruz. İrdelemeye devam etmeliyiz, çünkü Pasifik’teki ihtilaf, sıcak savaşa dönüşmesi hâlinde Ortadoğu’yu gölgede bırakacak bir potansiyel taşıyor. İhtilafın illa ki bir sıcak savaşa dönüşeceğini iddia etmiyoruz elbette, ancak yılda 700 milyar Dolar’dan fazlasını silahlanmaya harcayan bir ülkenin nükleer cephanesinin Trump gibi bir insanın kontrolünde olması insanı tedirgin ediyor doğrusu. Bu, meselenin biraz da duygusal yanı diyelim.
Ganzen Beitrag lesen »
Tags: ABD, ABD-Çin ticaret savaşı, Avrupa, Avrupa Birliği, Çin, Çin Halk Cumhuriyeti, Federal Hükümet, Jeopolitika, Jeostrateji, Merkel, transatlantikçiler, Yeşiller
Keine Kommentare erlaubt
Transatlantik türbülanslar
Bu köşe yazısı 2 Ocak 2019 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.
Almanya burjuva basınını tarif etmeye kalkışmak gerekirse, kamuoyu görüşünü etkilemedeki ustalığının emsalsiz olduğunu vurgulamak gerekir. Alman devletinin kısa, orta ve uzun vadeli politikalarını, stratejilerini ve planlarını – elbette belirli bir sınır içerisinde – anlayabilmenin yolu Almanya burjuva basınının kodlarını çözebilmekte yatıyor. O açıdan Avrupa’nın geleceğini belirleyecek en etkin güç olarak Alman emperyalizmini anlayabilmek için en iyi şansınız, burjuva basınında farklı sermaye fraksiyonları temsilcilerinin yaptıkları tartışmaları takip etmektir. Ganzen Beitrag lesen »
Tags: AB, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Avrupacılar, CDU, Fransa, NATO, Suriye, transatlantikçiler, Trump
Keine Kommentare erlaubt
»Profesyonel devlet partisi«
Bu köşe yazısı 13 Aralık 2018 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.
Alman sermayesinin baş temsilcisi olan Hıristiyan Demokratik Birlik partisi CDU’da geçen hafta gerçekleşen görev değişimi, sadece Almanya’daki devlet ve hükümet politikalarını etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda emperyalist-kapitalist dünya düzeni içerisindeki çelişkilerin derinliğini de belirleyecek. Çünkü FAZ gazetesinin »profesyonel devlet partisi« olarak nitelendirdiği CDU’da gerçekleşen yönetim değişikliği, sıradan bir parti içi ihtilaf çözümü değildir. Asıl önemli olan yanı, Alman sermaye fraksiyonlarından hangisinin ağırlık kazandığını göstermesidir. Ganzen Beitrag lesen »
Tags: AB, AKK, Alman emperyalizmi, Annegret Kramp-Karrenbauer, Atlantik Brücke, Avrupacılar, CDU, CDU/CSU, ırkçı-faşist partiler, ırkçılık, Merkel, neoliberalizm, transatlantikçiler
Keine Kommentare erlaubt
»Stratejik otonomi«
Bu köşe yazısı 27 Ekim 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.
Alman hükümetine bağlı düşünce kuruluşlarının son haftalardaki tartışmaları, Berlin’de yeni bir ABD stratejisi üzerine kafa yorulduğuna işaret ediyor. ABD dış politikasının AB için öngörülemez zikzaklarla şekilleniyor olması, AB’nin askerî yetiler açısından ABD’ne bağımlılığı, transatlantik ilişkilerdeki asimetri ve serbest ticaret antlaşmaları yerine ikili antlaşmaların ön plana çıkması, ekonomik gücü ihracata dayalı olan Alman emperyalizmini zora sokuyor. Tartışmalar, Berlin’in uzun vadeli hedeflerinden bazılarını orta vadeye çekmek istediğini gösteriyor. Ganzen Beitrag lesen »
Tags: AB, AB emperyalizmi, ABD, ABD emperyalizmi, Alman emperyalizmi, Avrupacılar, Çin, Çin Halk Cumhuriyeti, NATO, Pasifik, Pasifik stratejisi, Rusya, Soft balancing, stratejik otonomi, transatlantikçiler, Trump
Keine Kommentare erlaubt