Çok kutuplu dünyaya doğru

26 Mart 2023

ABD Temsilciler Meclisi’nde 2024 savunma bütçesinin 842 milyar dolara çıkartılması için konuşan ABD Genelkurmay Başkanı Mark Miley, Biden yönetiminin savaş retoriğinin aksine, “Rusya ve Çin ile askeri çatışmanın kaçınılabilir olduğunu” söyledi. Ama hemen peşinden de “böyle bir savaşı engellemek için ABD ordusu dünyanın en güçlü ordusu kalmalıdır” diye ekledi. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise aynı toplantıda savunma bütçesinin yükseltilmesinin temel nedeninin “Çin Halk Cumhuriyeti ile olan stratejik rekabetimizdir” dedi.

„Çok kutuplu dünyaya doğru“ weiterlesen

Hevesler ve gerçekler

Hevesler ve gerçekler

18 Eylül 2022

Son haftalarda peş peşe kamuoyu önünde açıklamalar yapan Scholz hükümetinin temsilcileri konuşmalarında Alman emperyalizminin meşum heveslerini gizlemeye gerek duymuyorlar. Şansölye Scholz’un Prag’da Almanya’nın öncülük talebini ifade etmesinin ardından bu hafta başında Berlin’de SPD’li Savunma Bakanı Lambrecht Almanya’yı “öncü askeri güç” olarak ilân etti. Hafta ortasında ise Brüksel’de AB-Komisyon Başkanı von der Leyen “Avrupa dış politika ajandasını gözden geçirmeli” ve “demokrasilerin otokratlara karşı küresel blokunu örgütlemeliyiz” diyerek Scholz ve Lambrecht’e destek çıktı.

„Hevesler ve gerçekler“ weiterlesen

Transatlantikçilerin atağı ve medya

Transatlantikçilerin atağı ve medya

6 Eylül 2020

Ana akım medya olarak adlandırılan burjuva medyası egemen görüşe aykırı komplo teorilerine karşı hassas olduğu kadar, temsil ettikleri sermaye fraksiyonlarının çıkarlarını kollamak ve kamuoyunu manipüle etmek için hassas komplo teorileri geliştirmede ustadır. Muhalif medya üzerindeki baskıların artması, burjuva medyasının bu konuda pervasızlaşmasının da önünü açmaktadır. Dahası, Batı Avrupa’nın »demokratik konsensüsü« ile kısmen garantilenen »bağımsız kalite gazeteciliği« artık en fazla sistem alternatifinin belirlediği 20. Yüzyılın artığı olarak hafızalarda kalmıştır.

„Transatlantikçilerin atağı ve medya“ weiterlesen

Dörtlü zirveye vurulan Alman damgası

Dörtlü zirveye vurulan Alman damgası

Bu köşe yazısı 31 Ekim 2018 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.

İstanbul’da gerçekleştirilen ve Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya liderlerinin katıldığı dörtlü Suriye zirvesi burjuva medyasında ve özgür basında nedense benzer biçimde değerlendiriliyor. Kimi yorumlarda ABD’nin olmadığı bir zirveden sonuç çıkartılamayacağı söylenirken, kimi muhalif ses, örneğin Kürt hareketinin bir temsilcisi, »toplantıda genel geçer ortak şeylerin söylenmesi dışında bir sonuç çıkmamıştır, tek sonucu AKP’yi desteklemektir« değerlendirmesini yapmakta. Sol cenahta ise, örneğin sendika.org sitesinde, Merkel ve Macron’un önceliklerinin »Suriye’deki göç akışını durdurmak ve mültecileri geri göndermek« olduğu iddia edilmektedir. „Dörtlü zirveye vurulan Alman damgası“ weiterlesen

Kaşıkçı Cinayeti ve Almanya

Kaşıkçı Cinayeti ve Almanya

Bu köşe yazısı 24 Ekim 2018 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın hunharca katledilmesi, Alman kamuoyunun da ilgisini çekmeye devam ediyor. Oluşan kamuoyu ilgisi, doğal olarak Alman siyasetini pozisyon almaya zorluyor. Liberal ve sol-liberal medya Federal Hükümetin S. Arabistan politikalarını değiştirmesini talep ederken, muhafazakâr basın konuyu »iktisadî ve siyasî çıkarlarımız« penceresinden ele alıyor. Aslına bakılırsa muhafazakâr medyanın sol-liberallerden daha tutarlı olduğu söylenebilir, çünkü belirleyici olanın çıkarlar olduğunu açıkça ifade ediyor. „Kaşıkçı Cinayeti ve Almanya“ weiterlesen

Perşembe’nin gelişi…

Perşembe’nin gelişi…

Bu köşe yazısı 12 Mayıs 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

Alman faşizmi, 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırarak İkinci Dünya Paylaşım Savaşını başlatmadan önce propaganda savaşını başlatmış ve yalan haberleri devreye sokmuştu. Örneğin 30 Ağustos 1939 tarihli Wochenschau »Alman Rayh’ı Polonya’nın kısa zaman içerisinde Doğu sınırlarımıza saldırmasını beklemektedir ve bu nedenle güvenlik önlemlerini artırmıştır« haberini yayıyordu. Nitekim 1 Eylül sabah saat 5:45’de bizzat Hitler’in »ateş ederek karşılık verilmektedir« yalanıyla 50 milyondan fazla insanın yaşamına mal olan büyük savaş başlamıştı. „Perşembe’nin gelişi…“ weiterlesen

… Toprakları kanlı Yemen

… Toprakları kanlı Yemen

Bu köşe yazısı 7 Nisan 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

Suudi despotlarının öncülüğündeki askerî koalisyonun Yemen’de başlattığı savaş dördüncü yılını doldurdu. Savaş sadece 1990’da birleşik devlet hâlini alan Yemen’in bölünme tehlikesini artırmıyor. Aynı zamanda hem bölgedeki çatışmaları derinleştiriyor, hem de halkların içine itildiği faciayı genişletiyor. „… Toprakları kanlı Yemen“ weiterlesen

Erdoğan’ın doğru Katar tavrı

Erdoğan’ın doğru Katar tavrı

Bu yazı 1 Temmuz 2017 tarihli Yeni Özgür Politika ve Özgürlükçü Demokrasi gazetelerinde yayımlanmıştır.

Katar krizi, bıçakların bilendiği yeni bir döneme giriyor. Çünkü Katar’a dayatılan ve on gün içinde kabul edilmesi istenilen 13 maddelik ültimatom yenilir, yutulur cinsten değil. Uluslararası siyasette gelecek için örnek teşkil edecek bir durumla karşı karşıyayız. Buna rağmen muhalif kesimlerde »düşmanımın düşmanı dostumdur« yaklaşımıyla benzer bir girişimin »Erdoğan’ın da başına gelebileceği« beklentileri ifade ediliyor. Emperyalizmin ve bölge despotlarının politikalarını meşrulaştıran bu beklentilere itiraz etmemiz gerekiyor. „Erdoğan’ın doğru Katar tavrı“ weiterlesen