Stalingrad

5 Şubat 2023

Tarih rövanşizminin yaygın, hatta resmî devlet politikası olduğu Almanya’da bazı yıldönümleri çabuk atlatılmaya, ama her halükârda tarihsel gerçekler çarpıtılarak anılmaya çalışılır. Bazı yıldönümleri ise – tarihsel gerçeklerin üstünü örtmek neredeyse olanaksız olduğundan – burjuvazisi, siyasetçisi ve yaygın medyasıyla egemenlere büyük acı verir. Unutmak ve unutturulmak istenen bu yıldönümlerinden birisi 30 Ocak 1933’te iktidarın faşist NSDAP’ye teslim edilmesiyse, diğeri de Alman faşizminin sonunun başlangıcı olan Stalingrad yenilgisidir.

„Stalingrad“ weiterlesen

Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?

Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?

3 Temmuz 2022

Yazının başlığı kimi okur için yabancı veya gülünç gelebilir, ancak emperyalist cephenin son zirvelerinin ardından hayli ciddi ve insanlığın geleceğini tehdit eden bir soru hâline geldiğini vurgulamalıyız. 1989/1990 karşı devriminden sonra burjuva basınında dahi, “artık NATO’ya gerek kalmadı” görüşleri ifade edilirken, bugün savaş aygıtı NATO’nun sadece Kuzey Atlantik İttifakı olarak kalması değil, dünya çapında genişlemesi gerektiği yaygın görüş hâline getirilmeye çalışılıyor. NATO basını kanalıyla ve NATO soluna dönüştürülen reformist akımların desteğiyle neredeyse yaşamın her alanı militarist akıl tarafından esir alınıyor. O açıdan “Natoculaştırabildiklerimizden misiniz” sorusunun, salt ulus devletlere ve egemen sınıflara değil, her insana yönelik bir soru olduğunu söyleyebiliriz.

„Natoculaştırabildiklerimizden misiniz?“ weiterlesen

“Primitif antiemperyalizm…”miş

“Primitif antiemperyalizm…”miş

5 Aralık 2021

Almanya’da yeni hükümetin göreve başlamasına birkaç gün kala gerek burjuva medyasında gerekse de (sol?) liberal cenahta “otoriter yönetimler ve diktatörlerle mücadele” adı altındaki savaş çığırtkanlığı hız kazanmaya başladı. Dışişleri Bakanı olacak Annalena Baerbock selefi Heiko Maas’tan daha agresif politika izleyeceği sinyallerini verir ve AB üyesi devletlerden Rusya ile Çin’e karşı ortak yaptırım adımları atmayı talep ederken, neoliberal cephenin solunda konumlanmış liberal kesimler barış hareketine demagojik savaş açtılar.

„“Primitif antiemperyalizm…”miş“ weiterlesen

Hibrid savaş ilânı

Hibrid savaş ilânı

14 Kasım 2021

Belarus-Polonya sınırındaki mülteci dramı sadece Avrupa’nın korku toplumlarının kayıtsızlığını ve AB’nin güya insani değerlerinin laf salatasından ibaret olduğunu ifşa etmekle kalmıyor, aynı zamanda emperyalist güçlerin ilân ettikleri hibrid savaşın işaretlerini de veriyor. Mülteci dramı ve sorumluları hakkında M. Ender Öndeş’in Yeni Yaşam Gazetesindeki yazısı hislerimize tercüman olmuş. Ender’in yazısını okumanızı salık vererek, düşüncelerimizi açmaya devam edelim.

„Hibrid savaş ilânı“ weiterlesen

»Trident noktası«

»Trident noktası«

Bu köşe yazısı 13 Ekim 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

Norveç bugünlerde NATO’nun 40 binden fazla asker ile gerçekleştirdiği büyük bir askerî manevranın sahnesi oldu. NATO militaristleri manevranın öneminin altını çizmek için, bu savaş oyununa »Trident Juncture«, yani »Trident Noktası« adını takmışlar. Burjuva basınına göre Grek mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon’un elinde tuttuğu üç dişli mızrağa (fuscina tridens) atıfta bulunarak, NATO’nun »savunma gücünün büyüklüğü« kanıtlanacakmış. Böylelikle de, Batılı müttefikler »Doğudan« gelecek olan tehditlere karşı deniz, hava ve kara kuvvetleriyle »hızlı ve masif bir yanıt verileceğini« vurgulamak istiyorlarmış. »Yanıt verilecek« olanın ise Rusya Federasyonu olduğunu söylemeye gerek yok. „»Trident noktası«“ weiterlesen