Bitmeyen »annus horribilis« mi?

Bitmeyen »annus horribilis« mi?

2 Ağustos 2020

2008 malî kriziyle birlikte neredeyse dünya çapında mütemadiyen derinleşen bir güvencesizlik hissi yaygınlaşmaktaydı. Kimi siyaset bilimcisi toplum merkezlerine yerleşen bu güvencesizlik hissinin kalıcı olmayacağını söylüyor, hatta 2020’lerin »altın yirmili yıllar« olabileceği kehanetinde bulunuyordu. 2020’nin yarısını geride bıraktığımız bugünlerde ise, bitmeyen bir felaket yılıyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyenler çoğalıyor. Görüngülere baktığımızda gerçekten de »annus horribilis« değil, bitmeyen bir felaketler on yılı ile karşı karşıya kaldığımız ihtimali güçleniyor.

„Bitmeyen »annus horribilis« mi?“ weiterlesen

Fırsatlar dönemi – ama kimin için?

Fırsatlar dönemi – ama kimin için?

5 Nisan 2020

Alman ARD televizyonunun yaptırdığı bir anket, Alman toplumunun büyük bir çoğunluğunun hükümetten son derece hoşnut kaldığını gösteriyor. Ankete katılanların yüzde 63’ü Merkel Kabinesinin çalışmalarına iyi veya çok iyi notunu verirken, kriz yönetiminden hoşnut kalanların oranı yüzde 72’yi geçiyor. Artan bu hoşnutluk ise, sadece muhafazakârların işine yarıyor: Koalisyon ortağı SPD yüzde 16 ile güncel oy oranını sadece sabit tutabilirken, CDU/CSU’nun oranı yüzde yedi artarak yüzde 34’e ulaşıyor. Buna karşın, ırkçı-faşist AfD de dahil olmak üzere, tüm muhalefet partileri puan kaybediyor.

„Fırsatlar dönemi – ama kimin için?“ weiterlesen

Parlamenter diktatoryaya doğru…

Parlamenter diktatoryaya doğru…

29 Mart 2020

Yüzbinlerce, belki de milyonlarca insanın yaşamını akut olarak tehdit eden Covid-19 salgını özellikle gelişmiş kapitalist ülkelerde egemen sınıflar arasındaki çelişkileri daha da belirginleştiriyor. Çünkü küresel salgın salt kâr maksimizasyonu mekanizmasına dönüşmüş sağlık sistemlerini değil, egemen sistemin bütününü derinden sarsacak bir tehdit hâline geliyor. Hiç kuşku yok: egemen sınıfları zaten kronik olan yapısal bunalımın derinleşmesi korkusu sarmış durumda.

„Parlamenter diktatoryaya doğru…“ weiterlesen