Strategische Prioritäten:

Über vermeintliche Verwerfungen in den deutsch-türkischen Beziehungen und über die deutsche Kurdistan-Politik

Wer während der Merkel-Ära die Berichterstattung der bürgerlichen Medien über die Türkei verfolgte, konnte sich damals des Eindrucks nicht erwehren, dass die Bundesregierung und somit auch Europa dem erpresserischen Handeln des selbstherrlichen Despoten Erdoğan ohnmächtig gegenüberstehen. Das mediale Flaggschiff des deutschen Kapitals, die FAZ schrieb damals, dass »die erratische Regierung dabei (sei) die Türkei ins Autoritäre abdriften zu lassen«. Damit stünde die Flüchtlingsvereinbarung, »eine Vereinbarung, die dem wohlverstandenen Interesse beider Seiten dient, wozu ausdrücklich auch die humanitären und menschenrechtlichen Ansprüche an den Umgang mit Flüchtlingen gehören« auf der Kippe, so die FAZ weiter. Was aus dem »humanitären und menschenrechtlichen Ansprüchen« inzwischen geworden sind, ist hinlänglich bekannt.

„Strategische Prioritäten:“ weiterlesen

Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu

Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu

Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak Federal Parlamento Seçimleri üzerine

“Eğer seçimle bir şeyler değiştirilebilseydi, o zaman seçimler çoktan yasaklanmış olurdu” – bu, Kurt Tucholsky’ye atfedilen, ancak muhtemelen 1970’li yıllarda anonim bir Grafitti sanatçısının duvar yazısı olan tespitin günümüz kapitalizmi açısından pek haksız olduğu söylenemez. Gene de sınıflı toplumlardaki gelişmeleri ve parlamento seçimlerinin burjuvazinin sınıfsal tahakkümü için olan önemini açıklamaya yeterli değil. Elbette kusursuz işleyen burjuva demokrasilerinde dahi egemen siyasetin salt seçimlerle değiştirilebileceğine inanmak bir illüzyondan ibarettir. Parlamento dışı toplumsal mücadele, bilhassa işçi sınıfının mücadelesi olmaksızın herhangi bir değişim olanaklı değildir. Ancak seçim süreçleri sosyal, iktisadi ve siyasi güç dengelerini irdelemek, iktidar ilişkilerini ve dolayısıyla sınıf mücadelesinin koşullarını analiz etmek için de birer fırsattırlar.

„Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu“ weiterlesen

Bir dönem bitiyor mu?

Bir dönem bitiyor mu?

Bu köşe yazısı 3 Kasım 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

Merkel’in CDU başkanlığına bir kez daha aday olmayacağını ve siyasetten bir süre sonra çekileceğini açıklamasıyla ortalık »Bir dönem bitiyor« türü analiz enflasyonundan geçilmez oldu. Aslında herhangi bir dönemin bittiği falan yok, olanlar Alman tekelci burjuvazisinin uzun süredir çözmeye çalıştığı yönetim krizinin bir ifadesidir. O açıdan son gelişmeleri kişiler ve söylemleri temelinde değil, tarihsel koşulları, maddi şartları ve içinde hareket ettikleri sınıf ilişkileri temelinde ele almak aydınlatıcı olacaktır. „Bir dönem bitiyor mu?“ weiterlesen

Angela Merkel’in geleceği

Angela Merkel’in geleceği

Bu köşe yazısı 21 Ekim 2017 tarihli Yeni Özgür Politika ve Özgürlükçü Demokrasi gazetelerinde yayımlanmıştır.

Aşağı Saksonya eyalet parlamentosu seçimlerinin ardından başlayan koalisyon görüşmeleri, CDU içerisinde Şansölye Merkel’e yönelik eleştirilerin dozunu azaltamadı, aksine »Merkel’den sonra ne olacak?« sorusunun daha sık ifade edilmesine yol açtı. Aslına bakılırsa burjuva medyasının kişilere indirgeyerek haberleştirdiği bu tartışmalar, arka plandaki sorunlar kazanının fokurdamaya başladığına işaret ediyor. Bu arka planı incelemek, Merkel’in geleceği, dolayısıyla »Jamaika koalisyonunun« ömrü hakkında bazı bilgiler verecektir. „Angela Merkel’in geleceği“ weiterlesen