Militarizmin zaferi

Avrupa Parlamentosu Seçimleri üzerine bir analiz denemesi

9 Haziran 2024’te toplam 361 milyon seçmen 720 sandalyeli Avrupa Parlamentosu’nu oluşturmak için seçime davet edilmişti. Ortalama olarak seçmenlerin yarıdan biraz fazlası davete icabet etti. Tek tip seçim sistemi olmadığından, Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki seçim sonuçlarını genelleştirerek değerlendirmek pek kolay değil – kanımızca anlamlı da değil. Ancak gerek burjuva medyası gerekse de muhalif basın, partilerin ülkelere göre aldıkları oylar üzerinden seçim okuması yapmakta ve seçimlerin genel anlamda “aşırı sağ” partilerin başarıyla sonuçlandığını öne çıkartmaktalar. Salt oy oranları üzerinden bakıldığında doğru sayılabilecek böylesi yorumlarla Avrupa çapındaki siyasi, iktisadi ve toplumsal dönüşümü açıklamak yeterli olmamaktadır. O nedenle tek-tek ülkelerdeki oy oranlarıyla yer doldurmadan, kuş bakışıyla seçim sürecini ve bundan itibaren doğuracağı sonuçları ele almanın yararlı olduğu düşüncesindeyiz. Okumakta olduğunuz bu makale böylesi bir analiz denemesidir.

Eğer tek cümleyle Avrupa Parlamentosu Seçimlerini değerlendirmek olanaklı olsaydı, o zaman emperyalist saldırganlığın kitle tabanının oluştuğunu ve parlamento seçimlerinin militarizmin zaferiyle sonuçlandığını belirtebilirdik. Sahiden de Avrupa Birliği genelinde seçmenlerin, bilhassa bağımlı çalışan sınıfların çoğunluğu yayılmacı, saldırgan, ırkçı-milliyetçi ve militarist politikaları oylarıyla onaylamış durumdadır. Bu sonucun öngörülebilir olduğunu da söyleyebiliriz.

„Militarizmin zaferi“ weiterlesen

Yeniden “Almancılara” dair

28 Mayıs 2023

Perşembe itibariyle yurt dışı temsilcilikleri ve gümrüklerde oy kullanan seçmen sayısının yaklaşık 1,9 milyon olduğu açıklandı. Muhtemelen Erdoğan tekrar oyların çoğunluğunu almış olacak. Ancak Kılıçdaroğlu’nun da 14 Mayıstakinden fazla oy alması olası görülüyor. Sonuçları bu akşam göreceğiz. Özellikle Almanya’da oy kullanan seçmen sayısındaki artışın önemli bir nedeninin Kürdistanlı ve Türkiyeli demokratik-devrimci güçlerin gösterdiği özverili çalışma olduğunun altını çizebiliriz. Teşekkürü hak ediyorlar doğrusu.

„Yeniden “Almancılara” dair“ weiterlesen

Hakem düdüğü çaldıktan sonra…

21 Mayıs 2023

Futbol oynayanlar bilir: hakem düdüğünü çaldıktan sonra, haklı olunsa bile yapılan tüm itirazlar beyhudedir. Taraf tutan bir hakem göz göre göre ofsayttan atılan golü geçerli saysa da takımınızın yapması gereken tek şey, moralin bozulmasına izin vermeden kazanmak için mücadeleye devam etmektir. Maç kaybedilirse eğer, hatalardan öğrenip bir sonraki maçı kazanmaya odaklanmak gereklidir. Çünkü lig bitmemiş, devam etmektedir. Hatta lig maçları bitmiş, alt lige düşülmüş olsa bile, yeniden muzaffer olmanın tek anahtarı mücadele etmektir.

„Hakem düdüğü çaldıktan sonra…“ weiterlesen

Karınca ve köstebek misali…

14 Mayıs 2023

Bu akşam seçim sonuçları açıklandığında Türkiye’nin orta vadede siyasi arenasını belirleyecek taşlar yerine oturmuş olacaktır – Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalsa bile. Değişim söz konusu olduğunda muhalif kesimlerde umutlar daha da yeşillenecektir şüphesiz. Ancak hemen rehavete kapılmamak gerekir. Çünkü ülkenin geleceğinin, eşitlik ve özgürlük beklentilerinin ve emek mücadelesinin başarı seviyesinin salt seçimlerle toplumun ezici çoğunluğunun lehine sonuçlanmayacağı gerçeği çok açık.

„Karınca ve köstebek misali…“ weiterlesen

Sosyal demokrasinin bitmeyen sefaleti

Sosyal demokrasinin bitmeyen sefaleti

Bu köşe yazısı 17 Ekim 2018 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.

Almanya’da eyalet parlamentosu seçimleri genellikle Federal Hükümet için önemli bir kamuoyu yoklaması anlamını taşırlar. Duruma göre de, bilhassa Bavyera gibi zengin bir eyalet söz konusuysa, ülke çapında siyaseti sarsacak depremlere yol açabilirler. Nitekim geçen Pazar günü yapılan Bavyera Eyalet Parlamentosu Seçimleri sonuçları itibariyle hem Merkel hükümetini darbeledi, hem de Almanya’daki yönetim krizinin derinliğini bir kez daha açığa çıkardı. Aynı zamanda da Alman Sosyal Demokrasisinin sefaletinin bitmeyen bir hikâye olduğunu kanıtladı. „Sosyal demokrasinin bitmeyen sefaleti“ weiterlesen

Cesur olalım, sonun başlangıcıdır!

Cesur olalım, sonun başlangıcıdır!

Bu köşe yazısı 23 Haziran 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

Yarın akşam son oy kullanıldıktan, sandıklar açıldıktan sonra şimdiden belli olan teyit edilmiş olacaktır: Gerici-faşist ittifak geri püskürtülecek ve AKP-Saray-Rejimi darbe alacak. Evet, henüz geleceği gören gözlükler icat edilmedi, ama görünen köy de kılavuz istemiyor nitekim. Endişe ve kaygılar var kuşkusuz. Gerici-faşist ittifak bunun için yeterince neden veriyor. Ancak enseyi karartmaya da hiç gerek yok. „Cesur olalım, sonun başlangıcıdır!“ weiterlesen

Değişim rüzgârı mı?

Değişim rüzgârı mı?

Bu köşe yazısı 9 Haziran 2018 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlanmıştır.

AKP-Saray-Rejimi için son dönemecin alındığı yorumlarını daha sık duyar olduk. Sahiden de gerek rejimin sözcülerinin, gerekse de burjuva partileri dahil, muhalefetin performansına baktığımızda, bir değişim rüzgârı estiği kanısına varılabilir. 7 Haziran 2015’den sonra ikinci kez rejimi tökezletme olanağı ortaya çıktığı tespitine katılıyoruz. Ancak tökezleme ne kendiliğinden olacak, ne de dirençle karşılaşmayacak bir eylem değildir. Rejimin düşmemek için elinden geleni ardına koymayacağını en azından son üç yılda acı şekilde deneyimledik. Buna rağmen rejimi tökezletme, açık faşist diktatörlük inşasını geri püskürtme fırsatı, son üç yılda ilk kez bu denli reel hâle geldi. „Değişim rüzgârı mı?“ weiterlesen