Yangın yeri ve burjuva toplumu

2 Temmuz 2023

Fransa’nın Nanterre kentinde polisin 17 yaşındaki bir genci katletmesinden sonra gelişen olaylar banliyöleri yangın yerine çevirdi. Polis teşkilatının “kökünden yeniden kurulmasını ve katilin cezalandırılmasını” talep eden popüler sol siyasetçi Jean-Luc Mélenchon haricinde Avrupa reformist solundan pek ses çıkmadı. Yaygın burjuva medyası ve siyasetçileri polisin işlediği cinayeti göç politikalarıyla bağlantılı hâle getirerek, alışılagelmiş göçmen ve mülteci düşmanlığını körüklemeye devam ettiler. Kimi Alman solcusundan ise “olaylar büyümeden ve şiddete başvurmadan çözülmeli” türünden belirsiz açıklamalar geldi.

„Yangın yeri ve burjuva toplumu“ weiterlesen

Heykel yıkmanın dayanılmaz hafifliği

Heykel yıkmanın dayanılmaz hafifliği

25 Haziran 2020

ABD’nde polislerin siyah Amerikalı George Floyd’u bilinçli bir şekilde katletmelerinin ardından yaygın burjuva medyası için görünmez olan kitlesel protesto hareketleri dünya çapında görünür oldular. Bugünlerde manşetlerden düşen ve kimi yerlerde kapitalist devletin zor aygıtına zor anlar yaşatan protestolar, özellikle sömürgecilerin heykellerinin yıkılması, o günlerde burjuva medyasında da belirli bir anlayışla karşılanıyordu. Genelde ırkçı-faşist yaklaşımları demokratik ve sosyal hakların daha da kısıtlanmasını hedefleyen politik uygulamaları gerekçelendirmek için manşetlerine taşıyıp meşruiyet zırhı sunan, emperyalist müdahale savaşlarına »vatan cephesinde« toplumsal rıza üretmek için göçmen ve İslam karşıtlığını körükleyen, »basın« olmaktan ziyade farklı sektörlerde faaliyet gösteren medya tekellerinin kitlelerin heykel yıkan öfkesine sempati ile bakmaları açıkça tuhafımıza gitmişti.

„Heykel yıkmanın dayanılmaz hafifliği“ weiterlesen