Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu

Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu

Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak Federal Parlamento Seçimleri üzerine

“Eğer seçimle bir şeyler değiştirilebilseydi, o zaman seçimler çoktan yasaklanmış olurdu” – bu, Kurt Tucholsky’ye atfedilen, ancak muhtemelen 1970’li yıllarda anonim bir Grafitti sanatçısının duvar yazısı olan tespitin günümüz kapitalizmi açısından pek haksız olduğu söylenemez. Gene de sınıflı toplumlardaki gelişmeleri ve parlamento seçimlerinin burjuvazinin sınıfsal tahakkümü için olan önemini açıklamaya yeterli değil. Elbette kusursuz işleyen burjuva demokrasilerinde dahi egemen siyasetin salt seçimlerle değiştirilebileceğine inanmak bir illüzyondan ibarettir. Parlamento dışı toplumsal mücadele, bilhassa işçi sınıfının mücadelesi olmaksızın herhangi bir değişim olanaklı değildir. Ancak seçim süreçleri sosyal, iktisadi ve siyasi güç dengelerini irdelemek, iktidar ilişkilerini ve dolayısıyla sınıf mücadelesinin koşullarını analiz etmek için de birer fırsattırlar.

„Kapitalizmin “yeşillendirilmiş” modernizasyonu“ weiterlesen

Savaşlar yalanla başlar

Savaşlar yalanla başlar

Bu köşe yazısı 19 Eylül 2018 tarihli Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanmıştır.

Kadim tarih tanıktır: her savaş, her çatışma ve ihtilaf bir yalanla başlamıştır. Muharebe meydanları, egemen sınıfın yalanlarıyla galeyana gelen, marşlar ve çiçekler, şatafatlı törenlerle savaşa gönderilen, çoğunluğu ezilen ve sömürülen sınıflardan genç insanların kemikleriyle doludur hâlâ.  Çoktan çürümüş cesetleri bile işe yaramaktadır: »Kahramanlık türküsü« yalanlarının nesnesi olarak! Zihinlerini esir alan milliyetçilik vebası, emeğinden başka satacak hiç bir şeyi olmayan genç kitleleri katil sürüsüne dönüştürmüştür. Kurt Tucholsky 1931’de »Cinayet mi dedim? Tabii ki cinayet. Askerler katildir« diye boşuna yazmıyordu. „Savaşlar yalanla başlar“ weiterlesen